Ana Sayfa | Hakkımızda | Bize Ulaşın | Üye Ol | Haber Arşivi | Sık Kullanılanlara Ekle
PSİKOLOG VE AİLE DANIŞMANI EMİR EMRE DOĞAN
DANIŞAN YORUMLARI
BİZE ULAŞIN
HİZMETLERİMİZ
PSİKOLOJİK SORUNLAR
 
SOSYAL FOBİ
“Sadece bir saniye için gözlerinizi kapatın ve bir odaya girdiğinizi ve orada bazı arkadaşlarınızı ve meslektaşlarınızı gördüğünüzü düşünün. Birden yere doğru bakıyorsunuz ve üzerinizde hiçbir giysinin olmadığının farkına varıyorsunuz. Büyük bir utanç duyarsınız. Odadan kaçıp gitmek istersiniz."

Sosyal fobi ilk kez 1966’da Marks ve Gelder tarafından diğer anksiyete bozukluklarından ayırt edilmiştir.1970 yılında Isaac Marks basit fobi, agorafobi ve sosyal fobileri ayrı belirti kümelerinde sınıflandırmıştır. Marks’a göre sosyal fobi, sadece insanlar arasındaki etkileşim durumlarıyla sınırlıdır ve diğer kişiler karşısında küçük düşme temeline dayanmaktadır. Toplum içinde hata yapma, bu nedenle küçük düşme ve aşağılanma korkularının fobik belirtilerin temelini oluşturmasıyla sosyal fobi, panik bozukluk ve agorafobiden ayrılmaktadır.

Jerilyn Ross, sosyal fobiklerin bir toplumsal durumla karşılaştıklarında neler hissettiklerini anlatmak için tasarladığı kurguda şunları yazmaktadır:

“Sadece bir saniye için gözlerinizi kapatın ve bir odaya girdiğinizi ve orada bazı arkadaşlarınızı ve meslektaşlarınızı gördüğünüzü düşünün. Birden yere doğru bakıyorsunuz ve üzerinizde hiçbir giysinin olmadığının farkına varıyorsunuz. Büyük bir utanç duyarsınız. Odadan kaçıp gitmek istersiniz. Sanki ölecekmiş gibi olduğunuzu hissedersiniz. Ölmeyi ister gibi bir duygu içine girersiniz. Hiçkimseyi yeniden görmek istemezsiniz.”

Ross’a göre sosyal fobikler başkaları tarafından incelenmeye ve değerlendirmeye tabi tutulacaklarını düşündükleri herkesin önünde konuşmak, yemek yemek, yazı yazmak, genel tuvaletleri kullanmak ve telefon konuşmaları yapmaktan dolayı sıkılır, utanır ve kendilerini aşağılanmış hissederek, korkarlar. Bu kişiler başkaları ile etkileşimde bulunmalarını gerektiren ya da bir eylemi başkalarının yanında yerine getirmeyi gerektiren durumlardan olabildiğince kaçınmaya çalışırlar.

Sosyal fobi her on kişiden birinde yaşamının bir döneminde görülmektedir. Ayrıca sosyal fobi yaşam boyu yaygınlığı en yüksek olan aksiyete bozukluğudur. Yaşam boyu yaygınlığı % 3 ila %13 arasında değişmektedir. Genellikle ergenlik döneminde başlar. Sosyal fobik kişilerin yaklaşık olarak % 40’ında bozukluk 10 yaşından önce başlamıştır. Hastaların % 95’inde ise bozukluk 20 yaşından önce ortaya çıkmıştır. Kadın ve erkeklerde eşit sıklıkta görülmektedir. Sosyal fobik bireyler genellikle toplumun sosyo-ekonomik olarak daha alt sınıflarında yer alırlar. Bu kişilerin birinci dereceden biyolojik akrabalarında sosyal fobi ortaya çıkma olasılığı, sosyal fobisi olmayan kişilerin birinci derecede akrabalarında sosyal fobi gelişme olasılığına göre yaklaşık 3 kat daha fazladır. Dolayısıyla sosyal fobinin ortaya çıkmasında genetik etmenlerin önemli olduğu anlaşılmaktadır.

Ancak çevresel etkenlerin önemi de vurgulanmalıdır. Anne babanın aşırı derecede anksiyoz, koruyucu kollayıcı olması çocuğun özerkleşmesini zorlaştırır. Böyle çocuklar da araştırıcılıktan uzak, bazı şeyleri tek başına başlatıp sonuca ulaştıramayan, bağımsız karar veremeyen, kendi kontrolünü başkalarının eline veren kişiler olurlar. Böylece dıştan gelecek eleştirilere aşırı duyarlı, kendi değeri ve güveni konusunda başkalarından geleceklere bağımlı, kendine güvensiz kişilikler geliştirirler. Sosyal fobik bireylerin aileleri aşırı koruyucu ve kollayıcı olmakla birlikte reddedici de olabilirler. Bu ise bazı kişilerde sosyal fobi gelişimi için psikolojik bir yatkınlık yaratabilir. Anne babaları yeni durumlardan korkar ve bu durumlarda sürekli olarak kaygı duyarlarsa çocuk, bunun doğal bir tepki olduğuna inanabilir ve benzer durumlarda anne babasınınkine benzer tepkiler verebilir.

Psikoterapide, kişinin fobik uyaranlarla yüzleşmesini temel alan bilişsel davranışçı tedaviler uygulanır. Kişi, fobik uyaranlarla karşılaşması için cesaretlendirilir ve desteklenir.


KAYNAKLAR

Alper, Y., Bayraktar, E., Karaçam, Ö. (2001). Herkes İçin Psikiyatri. İstanbul: Gendaş Yayınları.

Psk. Emir Emre Doğan
 
PSİKOTERAPİ
ONLINE TERAPİ
PSİKOLOJİ KONULU MAKALELER

Ana Sayfa | Hakkımızda | Bize Ulaşın | Üye Ol | Haber Arşivi | Sık Kullanılanlara Ekle Antalya Kadın Doğum hediyelik eşyagüvenlik kamera
  © Her Hakkı Mahfuzdur. 2007 www.antalyaterapi.com Web Tasarım